Sevgili Öğrenciler,
Yeni bir eğitim öğretim yılına hep birlikte adım atmanın heyecanı içindeyiz. Öncelikle 2025-2026 eğitim öğretim yılının hepiniz için hayırlı ve verimli geçmesini temenni ediyorum. Uzun ve yorucu bir okul döneminin ardından geride bıraktığınız yaz tatilinde kendinize vakit ayırdığınızı, dinlenerek yenilendiğinizi, farklı ilgi alanlarına yönelip ufkunuzu genişlettiğinizi ve yeni döneme hem zihinsel hem de duygusal anlamda daha güçlü bir şekilde hazırlandığınızı ümit ediyorum.
Türk eğitim tarihinde bir dönüm noktası olduğuna inandığımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli yalnızca bilgiyi aktaran değil aynı zamanda bilinç, sorumluluk ve değer üreten bir anlayışı temel almaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında şekillenen eğitim anlayışımız, bireylerin sadece akademik başarılarıyla değil aynı zamanda değerler yönünden donanımlı, erdemli, duyarlı ve vatansever bireyler olarak yetişmesini hedeflemektedir. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” bağlamında öğrencilerde istenen değerler, hem bireysel hem de toplumsal gelişim açısından önemli bir yere sahiptir. Eğitimdeki başarı, sadece bireysel değil toplumsal sorumluluk ve vatanseverlik ile de bağlantılıdır. Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek vizyon ve projeleri kapsayan bir kavram olup eğitimde de bu vizyona uygun değerlerin kazandırılması hedeflenmektedir.
Çevre bilinci de Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli içindeki temel unsurlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Çevre bilinci, insanları doğayla uyumlu yaşama, doğal kaynakları verimli kullanma ve çevresel sorunlarla mücadele etme konusunda duyarlı hâle getiren bir farkındalık seviyesidir. Türkiye’nin 21. yüzyılda çevreyle ilgili karşılaştığı en büyük zorluklardan biri iklim değişikliği ve çevresel tahribatlardır. Bu yüzden, çevre bilincinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde güçlü şekilde yer bulması, sürdürülebilirlik ve doğanın korunması adına çok büyük bir öneme sahiptir.
Doğaya ve tüm canlılara karşı duyarlılık geliştirmek, yaşadığımız çevreye değer vermek ve onu koruma bilinciyle hareket etmek bugün her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle son yıllarda artan orman yangınları, bizlere Yeşil Vatan’ımızın ne denli kıymetli olduğunu ve korunmasının ne kadar elzem olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Bu bilinçle, 2025–2026 eğitim öğretim yılının ilk dersini “Orman Yangınlarına Karşı Yeşil Vatan’ı Korumak” temasıyla gerçekleştiriyoruz. İlk hafta boyunca öğrencilerimizle birlikte doğa sevgisini pekiştirecek, çevreye karşı sorumluluk duygusunu geliştirecek ve Yeşil Vatan bilincini güçlendirecek çeşitli farkındalık etkinlikleri düzenleyeceğiz.
“Yeşil Vatan”ın ilk derste konu olarak belirlenmesi tesadüfi değildir. Son yıllarda gerek ülkemizde gerekse dünyanın dört bir yanında artan orman yangınları, hepimizi derinden sarsarak telafisi uzun yıllar alacak ağır kayıplara yol açmıştır. Orman yangınları; ağaçların yanıp kül olmasının yanı sıra ormanların ev sahipliği yaptığı yüzlerce canlı türünün yok olması, doğal dengenin bozulması, su kaynaklarının tükenmesi ve iklim üzerinde yıkıcı etkiler meydana gelmesi demektir. Bu felaket yalnızca çevresel soruna değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel kayıplara da neden olmaktadır.
Ormanlarımızı korumak, yangınlarla mücadele etmek ve kaybedilen alanları telafi etmek, birey olarak alacağımız küçük önlemlerden başlayarak toplumsal ölçekte yürütülecek büyük seferberliklere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Yangınla doğrudan mücadele elbette hayati öneme sahiptir. Ancak bu yeterli değildir. Asıl mesele, yangınların ortaya çıkmasına zemin hazırlayan yanlış tüketim alışkanlıklarımızı, doğaya hoyrat yaklaşımımızı değiştirmektir. Bugün biliyoruz ki orman yangınlarının büyük çoğunluğu insan kaynaklıdır.
Yeryüzü, insana bırakılmış bir emanet ve taşınması gereken bir ahittir. Bu ahdin her satırı; gök kubbeye, suya, toprağa, her bir canlının fısıltısına ve ormanların kadim bilgeliğine yazılmıştır. Bu kutsal emaneti korumak, sadece bir görev değil varoluşun kendisiyle kurulan derin bir bağdır.
Kadim medeniyetimiz, dünyanın sonu geliyor olsa bile elindeki fidanı dikmeyi kendine şiar edinmiş, ağaçlara vakıflar kurmuş, hayvanların susuz kalmaması için imarlar yapmış ve nehrin kenarında abdest alsa bile suyu israf etmemiştir. Bugün bize düşen, bu kadim bilgeliği yeniden canlandırmaktır. Bir vatanın kalbi ormanların derinliklerinde saklıdır. Ormanları yaşatacak olan da sudur ve su hayatın ruhudur. Bu iki kutsal unsur, Yeşil Vatan’ımızın varoluşunun temelidir.
Sevgili Öğrenciler,
Ormanların korunması sadece yangın söndürme uçakları, itfaiye ekipleri ya da gönüllü çalışmalarla mümkün değildir. Asıl çözüm, zihniyet olarak yapacağımız dönüşümdedir. Doğayla olan ilişkimizde köklü bir değişim şarttır. Sanayi Devrimi’yle hız kazanan üretim ve tüketim alışkanlıklarımız, özellikle 1950’lerden sonra kontrolsüz şekilde artmış ve bugün yaşadığımız çevre krizlerinin başlıca sebebi olmuştur. Yalnızca kârı önceleyen ve doğayı tüketilecek bir kaynak olarak gören üretim anlayışı telafisi güç kayıplara yol açmış ve ne yazık ki açmaya da devam etmektedir.
Bugün elimizde çok önemli bir anahtar var: “Azalt, yeniden kullan, tamir et ve geri dönüştür.” ilkesi. Bu ilke, aslında hem bireysel hem de toplumsal ölçekte sürdürülebilir yaşamın yol haritasıdır. İnanıyorum ki hiçbir şey için geç kalınmış değildir. Yeter ki farkındalıkla hareket edelim, sorumluluk alalım ve küçük gibi görünen adımları kararlılıkla atalım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı “Ormansız bir yurt, vatan değildir.” sözü bu bilinç için yol gösterici niteliktedir.
Sevgili Öğrenciler,
Sizler bu ülkenin umudu, geleceği ve en değerli varlığısınız. Bu eğitim öğretim yılında sizlerden beklentimiz yalnızca derslerde başarılı olmanız değil, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde hedeflenen çevre bilincine sahip erdemli ve sorumlu bireyler olmanızdır. “Yeşil Vatan” kavramını hayatınızın bir parçası hâline getirmenizi, çevrenizdeki insanlara örnek olmanızı ve küçük gibi görünen davranışların aslında geleceği değiştirecek güce sahip olduğunu unutmamanızı istiyorum. Yeni eğitim öğretim yılının hepinize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diliyorum. Hepinizi ayrı ayrı gözlerinizden öpüyor, başarılarla dolu bir yıl temenni ediyorum.
Yusuf TEKİN
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI